• boncuklu tabancalarla counter strike oynamak.
  • mahallede lig kurup, şampiyonlar ligi kurallarını birebir uygulamak.

    (bkz: misses the next match)
  • kulaktan dolma şekilde ezbere bilinen araba kullanma meselesini pratiğe dökmek için pazar sabahı erken uyanıp arabanın anahtarlarını araklamıştım.
    sonra direksiyona geçip ayak boy orantısını sağlamak için kısmen ayakta durarakta olsa pozisyonu yarattım.ama tecrübe ettiğim bir engel vardı.el frenine güç yetmiyordu arkadaş.eğer bunu indirmeyi başaramassam hiç zorlamaya gerek yoktu.araç düz alanda (bkz: garaj) olduğu ve kaymıyacağını bildiğimden ilk bunu denedim.hafif yukarı kaldırıp indiriliceğini bilmediğimden kıçımdan ter akmasına rağmen indirdim.galiba bunu başarmanın gazıyla, ezberlediğim bilgilerin ''fitesi boşa al'' kısmını unutmamdan kaynaklanan bir hatayla. (bkz: vites de ve el freni inik aracın anahtarını çevirmek) gafletinde bulunarak önde ki amcamın arabasına tosladım. bu korkuyla araçları oldugu gibi bıraktım ve eve çıkıp ''babaa baaabaa xcem arabaları kurcalıyor aşağıda'' diye boku amcaoğluna atmıştım. tabi amcaoglunun hala uyudugunu düşünmeden. umarsızca...

    ilk burda karşılaştım psikopat kelimesiyle olayları duyan amcamın bana yakıştırdığı sıfattı. eh çocuk olmamıda eklersek bundan daha iyi bir örnek veremicem.
  • apartmanların duvarına çamur topları atmak. bunun da kesmemesi ve çimento-kum karışımını atmak.
  • yetişkin gibi davranmak.
  • burna karabiber çekip hapşurmak
    kireç duvarları yalamak ( ne manyaklıksa)
    5.kattaki evin camına cıkıp yandaki balkona geçmeye calısmak
    balkondan aşağıdan geçenlerin kafasına su dokup kacmak (daha ileri gidip iğrençleşerek tükürerek kacanlar da var)
    calısan annenin yiyesiniz diye evde bıraktıgı yemegı yemeyıp, posete koyup camdan atmak (bunu komsunun kızı yapıyordu valla ben yapmadım)
    kaygan resim kitaplarının ustune basarak paten gibi kullanıp evdeki halı ustunde kaymak
    restgele telefon cevirip manyaklık yapmak
    evin anahtarını unuttugu ıcın, terasta beklemek, üşüyünce ısınmak ıcın ateş yakmak ve itfaiyenin yangın cıktı sanıp gelmesine neden olma
    deniz kumunda dolanan kum boceklerini rakı şişesine sokup eve getirmek sonra olduler diye apartmandan asagıya atmak, ertesi gün tüm apartmanı bocek bastıgını ogrenmek ( bocekler sarhos olmus megerse)

    her cocugun ıcınde bir psikopat yatar, kesin bu, kendimden biliyorum
  • araba süren babanın arka koltuktan gözlerini kapatmak...kıl payı kurtulmuş idik kazadan.
  • kendi geliştirdiğim saklambaç oyunumla herkesi peşimde pervane edermişim. şöyle ki,

    yemek masası ile sandalyelerinin arasında kalan yere saklanırmışım. sandalyelerin üzerine yatıp iki-üç karış üsümde kalan masanın altını karaladığımı hatırlıyorum sonra da seyrederken uyuyakalırmışım. annemi ilk deli etme çabam böyleydi sanırım. meraktan çıldırır evde beni ararmış. bense pireleri uçuştururmuşum masanın altında. sonra annemi kızdırmanın eğlenceli bir şey olduğunu anlamış olmalıyım ki benzer eylemlerim devam etti.

    aslında işin eğlenceli kısmı annemin ben bulunduktan sonra bana sıkı sıkı sarılması ve göğsüne bastırıp çok korkuttun beni eşşek diye ağlarken çok seviyorum seni demesi olmalıydı. hani annem beni sadece bulduğu zamanlar sevgi gösteriyor olsa hoşuma giden bölümde haklı olabilirdim ama benimki (itiraf ediyorum sözlük) daha çok sadistçe bişeydi. daha çok sevgi daha çok ilgi çekme çabasıydı.

    çok değil üç ya da dört yaşındaydım annemle saklambaç oyununu bulduğumda. sonra dikiş makinasının içini keşfettmişim. sırf annem beni bulabilsin sonra da çok sevinsin diye dakikalarca, psikopatça bir sabırla beklermişim. sonra mutfak tezgahının altı, yatakların altı. gardolapların içi, perdesini çekip küvetin içi benzer bir sürü bir sürü yer. ve çoğunda da annem yokluğumu farkedip bulana kadar uyuyakalırmışım. sırf annem beni bulsun sonra da sevsin ve sevinsin diye.

    beş altı yaşlarına gelince, hatırladığında annemi hala şok eden eylemi yapmışım. nerden nasıl duymuşumdur bilemeyeceğim. belki de duymamışımdır kendim üretmişimdir ki bu emin olun daha sempatik.. neden mi bahsediyorum sözlük, anlatayım..

    köyde büyüdüm ben toprak ile. küçük bir çepinim vardı. sözde zerzavatları sulardım ama o benim en eğlendiğim oyuncağımdı. saatlerce eşelerdim toprağı. bir gün (inanın nerden aklıma gelmiş bilmiyorum) içine girebileceğim kadar toprak kazmışım. içine yatıp üstümü kapatırken yakaladılar beni. annem beni toprağın altında yatarken gördüğünde resmen sinir krizi geçirmişti. neredeyse sinirinden dövüyordu beni. aslında ben oyun oynuyordum. nereden bilirdim ki ölenler insanlara öyle yapıldığını. çok masumca bir oyundu benim için ama inanın annemin hayatında en korktuğu anlardan birini yaşatmışım istemeden.

    annemin o halini hala çok net hatırlıyorum. şimdi ise hala içimde vicdan azabını duyuyorum gizlice.. sırf annemi bir daha korkmuşken görmemek için ürkebileceği bir olay üzerine türlü entrikalar uyduruyorum.

    işte böyle sözlük.. izninizle buradan anneme bir mesaj yollamak istiyorum.

    anneciğim seni ne kadar sevdiğimi hiç bir zaman anlatamadım sana. çalıştım ama olmadı. ben senin üzülmen için yapmadım o psikopatlıkları, vallaha bak. bana sarılmana sebep olsun diye yaptım sadece. daha çok daha sıkı sarılman için..
  • 3-5 arkadaş merdivende oturmuşlarken, futbol topuyla karşılarına geçip, 10 15 metre gerildikten sonra "gülümseyin lan fotoğraf çekicem muhahahha " diyip, topla arkadaşların üzerine abanmak.
  • yoldan geçen arabalara balkondan patates atmak.
hesabın var mı? giriş yap